Bir gün Iğdır’dan bir telefon geldi. Benden nohut kabuğunu soymak ve aynı zamanda iki parçaya bölünmesi için bir makine istedi. Defalarca ısrar ettiği için tamam dedim ve kafamdan bir proje çizdim. Tahminen o projeyi basit bir şekilde test edebilmem için üç yüz TL para göndermesini istedim. Parayı gönderdiler, hemen başladım. İki ay yapboz yaparak sonuca ulaştım. Bir adet basit bir portatif çıkarttım. Iğdır’a olup olmadığını görülmesi için makineyi gönderdim. Sistem hijyenik değildi, krom malzemeden yapılmalı bundan dolayı yaklaşık en küçük makine en az bin beş yüz TL’ye üretilecekti. Iğdırlı vatandaşımıza yüz TL’ye çıkar demiştim, ancak kromdan olması ve sulu sistem olacağını hiç tahmin etmemiştim. Ne yazık ki Iğdırlı vatandaşımız bana yüz TL demiştin hadi üç yüz TL’ye yapmamı istedi. Ben de nazik bir şekilde olmaz dedim, Bana o zaman üç yüz TL mi hemen gönder dedi. Hâlbuki ona gönderdiğim motorlu portatifin maliyeti beş yüz TL den daha fazlaydı. Maalesef bana ağza alınmayacak hakaretler etti ve şok oldum. Tamam dedim, makineyi bana geri gönder sana iki yüz TL geri gönderiyorum dedim. Postahaneden parayı gönderdim, maalesef makineyi bana geri göndermedi. Hayatımda icat yapmaktan en çok pişmanlık duyduğum üçüncü icat oldu. Hâlbuki ondan krom malzemeden çıkarmak için bin beş yüz TL istedim. Şayet seri üretime girmiş olsa belki de üç yüz TL yi geçmeyecekti. Benden bin beş yüz TL yi cebimden vermemi istedi, benim bütçem ona müsait olsaydı ondan bu parayı asla istemezdim. Doğuda Azerbaycan, Irak, İran, Suriye ve birçok ülkelerde nohut el ile soyulup ikiye ayrılıyormuş. Bu sebepten dolayı maliyet artıyormuş. Bölünmüş ve soyulmuş nohut o ülkelerin lokantalarında en iyi menüymüş. Bundan dolayı Türkiye bu işi yapan makineye kavuşacaktı ve çok iyi bir ihracat makinesi olacaktı.
Kendinizi inanılmaz bir deneyim ve en iyi nihai ürünle sonuçlanan gerçek bir ortaklıkta çalışırken bulacaksınız.